Acil ve Cerrahi Müdahale


kedi-kopek-acil

Hayvan ameliyatları da insan ameliyatları gibi genel anestezi (narkoz) altında yapılır, yapılmalıdır. Hayvanlar da aynen insanlar gibi ağrıyı hissederler. Sırf hayvan oldukları için , bu canlılara anestezi gerekmez ya da  bu hayvana kaliteli anestezi uygulaması gerekmez diyemezsiniz.. Bu meslek ve insani etiğe aykırı bir davranıştır
Belki bu konuda yeterli bilginiz olmadığı için ” Köpeğim ya da kedim ameliyat olacak. Bu ameliyatı da hekim yapacak. Anesteziyi bilsem ne olur bilmesem ne olur ” diyebilirsiniz . Öyle değil mi ?

1-Ameliyat öncesi muayene: Güvenli, bir ameliyat için, hayvanınızı ameliyat edecek olan hekimin hayvanınızın geçmişi ve bu günkü fiziki durumu konusunda bilgi sahibi olması gerekir. En azından hekiminiz, daha önceki hekiminizden hayvanınızın bilgilerini istemeli ve tam fiziki muayene gerçekleştirmelidir. Anestezi bu bilgiler ışığında başlamalıdır. Bazı hallerde anestezi hayvanınız için büyük bir risk taşıyabilir. Bu yüzden bu bilgiler çok önemlidir. Mesela genç bir köpekte kalpte üfürümler tespit edilirse hayvanınızın kalbinde ciddi bir rahatsızlık olabilir ve anestezi büyük risk taşır. Diğer taraftan kalp üfürümleri yavru köpeklerde  “masum üfürümler “ olarak adlandırılabilir ve anestezi için bir risk taşımaz.
Fiziki muayene sonucunda hayvanınızda herhangi bir hastalık bulgusu görülürse ameliyat ertelenebilir ve konu araştırılır.
2-Ameliyat öncesi kan testleri: Olaya bir bütün olarak bakılacak olursa, kısırlaştırma ameliyatı için getirilen genç  yaştaki  SAĞLIKLI  hayvanlarda ameliyat öncesi kan testlerinin çok fazla bir önemi yok gibi düşünülse ve çok nadir olarak anestezi protokolünü değiştirmeyi gerektirecek durumlar tespit edilse de biz Melodim Veteriner Tanı ve Tedavi Merkezimizde her türlü cerrahi müdahale öncesinde mutlaka bazı kan testlerini yapmaktayız.
Bu testler ameliyat öncesi çok çabuk yapılabilmekte ve sonuçları hemen alınabilmektedir. Mesela bir damla kan ile hayvanınızın anemik(kansızlık), kanamaya meyilli olup olmadığı ,gizli bir enfeksiyonun varlığı  gibi durumları ortaya çıkabilir. Kandaki üre ve Kreatin seviyelerine bakılarak hayvanınızın böbrek fonksiyonlarının normal olup olmadığı anlaşılabilir. Eğer bir anormallik varsa ameliyatın da aciliyeti yoksa , ameliyat ertelenerek hastalığın tedavi edilmesi ve hayvanın ameliyata uygun duruma getirilmesi gerekebilir.
3- Ameliyat Öncesi ağrı kesiciler: Bugün artık ameliyat öncesi verilen ağrı kesicilerin ameliyat sonrası ağrı hissini büyük ölçüde düşürdüğünü biliyoruz. Vücutta ağrı reseptörleri denilen reseptörler ( ağrıyı başlatan bölgeler ) vardır. Ağrı meydana getirici bir uyarı geldiğinde bu reseptörler harekete geçer ve ağrıyı meydana getiren maddeleri salgılarlar. İşte ameliyat öncesi verilen ağrı kesiciler henüz daha ağrı başlamadan bu reseptörler üzerine giderek oturup beklemeye başlarlar. Ağrı uyarısı geldiğinde derhal görev başlar ve salgılanan maddelerin nötrleştirilmesi  sağlanır.
Ameliyat öncesi sakinleştiriciler: Hayvanlarda insanlar gibi hastaneye geldiklerinde heyecanlanırlar. Heyecan esnasında vücutta fazla Adrenalin salgılanır. Eğer adrenalin salgısı çok fazla olursa,  verilecek olan anestetik maddelerin miktarlarının artırılmasına ve kalbin bazı ilaçlara karşı daha duyarlı hale gelmesine yol açar. Bunu önlemek için hayvanlara aynen insanlarda olduğu gibi anestezi öncesi sakinleştirici verilmesi gerekir. İyi bir sakinleştirme ile, hayvanın anestezinde kullanılacak olan asıl anestezi  ilaçlarının miktarı önemli oranda düşer , hayvan anesteziye çok daha rahat girer ve uyanması çok daha kolay olur.
4-Damar içi serum  verilmesi : Genel anestezi alan tüm hayvanların damar yolu açık tutulmalıdır. Bu mutlaka anesteziye başlanmadan önce yapılmalıdır. Bunun iki önemli nedeni vardır ve her iki neden de çok önemlidir.
Damar yolunun açık olması acil hallerde hayat kurtarıcı ilaçların hemen kan dolaşımına verilmesini ve etki etmelerini sağlar. Acil durumlarda çoğunlukla kan basıncı düşer ve damarın bulunması çok zorlaşır.  Damar yolu açıldığında çok geç kalınmış olabilir. Diğer önemli neden,  ameliyat olan tüm hayvanların ameliyat esnasında damar içi sıvı almaları gerekir.   Anestezi  için verilen ilaçların bir çoğunun, özellikle de çoğu klinikte kullanılan Xylazine (Rompun) kan basıncını düşürücü etkisi çok yüksektir ( Bu ilaç Melodim Veteriner Tanı ve Tedavi Merkezimizde kullanılmamaktadır ). Bu ilaçlar damarların genişlemesine, kalbin yavaşlamasına ve bunlara bağlı olarak da kan basıncının yani tansiyonun düşmesine neden olur. Damar içi verilen serum, kan basıncının normal seviyede tutulmasını sağlar. Bu yolla beyin ve böbrekler oksijensiz ve besinsiz kalmazlar. Bize göre, damar yolu açılıp serum verilmeden yapılan ameliyatlar büyük risk taşımaktadır. Hayvanınız ameliyattan çıkabilir. Ancak beyine ve böbreklere yeterli kan, oksijen ve besinlerin ulaşamaması sonucu ileride hayvanın sağlığının etkilenebileceği,  ömrünün  kısalabileceği  unutulmamalıdır.
Enjektabl  indüksiyon, damar içi verilen bir anestezi ilacı ile hayvanınızın uyku haline geçirilmesi safhasıdır. İnsan anestezisinde de size damar içi ilaç verilirken doktor 100 den geriye doğru saymanızı ister ve bir noktada artık uyku haline geçersiniz. Genel olarak bu yolla çok çabuk bir şekilde genel anestezi sağlanır.
Bir de maskeleme yöntemi vardır. Anestezi gazı maske aracılığı ile hayvana koklatılarak uyku hali meydana getirilir. Bu güvenli bir yöntem değildir. Bu yöntemle hayvanın tam anesteziye girmesi 10 dakika kadar alabilmektedir. Bu sırada hayvanın solunum yollarına müdahale edilebilmesi mümkün değildir. Maskeleme esnasında kusma meydana gelebilir ve bu hayvanın soluk boruna kaçarak buradan direk olarak akciğerlerine gidebilir. Bu aynı zamanda hayvan için çok stresli bir metotdur. Hayvan maske takıldığında korkarak kurtulmaya çalışır. Adrenalin salgısı artar, kalp atımları hızlanır. Ayrıca gazın bir miktarının da etraftakiler tarafından solunmasına neden olur.
Ameliyatı yapacak olan hekimin hayvanınızı önce sakinleştirici vererek sakinleştirip sakinleştirmediğini ,  sonra da damar içi indüksiyon yolu ile anesteziye hazırlayıp hazırlamadığını sorgulayınız. Damar içi indüksiyon ilaçları 30 saniye ile 2 dakika arasında etkisini gösterir.Hekimin anesteziyi kolayca tamamlamasına yardımcı olur.
5-Entübasyon : Soluk Borusuna solunum Tüpü Konulması :
Anesteziye alınan hayvanların solunum yolu  kontrolü mümkün olduğunca çabuk yapılmalıdır. Solunum yolu her durumda açık kalmalıdır. Bu, soluk borusuna konulan entübasyon tüpü denilen tüple mümkün olur. Bu sayede oksijen direk olarak hayvanınızın akciğerlerine giderek yaşamın devam etmesini sağlar. Bulldog, Boston Terier, Pug, Pekingese  ırkı köpekler ve Persian (İran kedisi) ve Himalaya gibi kediler  bilindiği üzere kısa bir yüze sahiptirler. Bu hayvanların yumuşak damakları uzun ve burun delikleri küçüktür. Bu nedenle bu hayvanların solunum yolu problemleri çok sık karşılaşılan bir durumdur. Bu hayvanlara anestezi öncesi bol oksijen verilmeli, anestezi indüksiyonu sonrası derhal solunum yolu tüple açık tutulmalıdır. Normal anatomiye sahip hayvanların dahi solunum yolu tıkanmaları çok sık olabilmektedir.
Biz  tüm ameliyat olan hayvanlarda bu tüpü solunum yoluna koymaktayız. Bu tüpler oldukça sert yapıda olup eğilip bükülerek tıkanmaya yol açma ihtimali yoktur. Bu tüplerin etrafında hava ile şişirilen bir baloncuk vardır. Tüpün soluk borusunu tam kapatamadığı durumlarda bu baloncuk içine hava verilerek şişirilir ve hava yolunun tam emniyeti sağlanır. Böylece anestetik  maddenin dışarı kaçması, hayvanın anesteziden çıkması önlenir. Hayvan kussa bile solunum yoluna gitmesi imkânsızdır.
6-Gaz anestezisi: Gaz anestezisi güvenli bir anestezi sistemidir. Gaz, hayvana bir cihaz aracılığı ile oksijen ile karıştırılarak belirli bir oranda verilir. Ameliyat esnasında gaz miktarını düşürüp yükseltmek gerekebilir. Bunun için anesteziyi veren hekimin konusunda uzman olması ve anesteziyi takip eden bir başka teknisyen ya da hekimin de bulunması şarttır. Bazı hallerde, kısa süren müdahalelerde damar içi verilen ilaçla müdahale gerçekleştirilebilir. Ancak müdahale 5 dakikadan fazla sürecek ise hayvanın mutlaka anestezi cihazına bağlanması gerekir.

7-Ameliyat esnasında ağrı kesiciler :  Biz ameliyat esnasında ağrı kesicilerin sürekli olarak verilerek hayvanın ameliyat sonrası ağrısının azaltılması gerektiğine inanıyoruz. Ağrı kesici ilaçlar hayvanın vücut ağılığına göre hazırlanarak serum içerisine eklenir ve ameliyat esnasında yavaş olarak hayvana verilir. Buna Devamlı İnfüzyon Yolu İle Ağrı Kesici Verilmesi  (Constant Rate Infusion) denilir. Burada kullanılan ağrı kesiciler başlıca Morfin, Ketamin, Lidokain ve Medetomidin dir. Bunlardan Ketamin çok ilginç bir ilaçtır. Ketamin aslında anestezi  ilacıdır. Ancak çok küçük dozlarda yavaş olarak verildiğinde mükemmel bir ağrı kesicidir.

8-Anestezi Esnasında Monitorizasyon :  Anestezi esnasında gerekli olan en önemli etken konusunda iyi eğitilmiş hekim ya da teknisyendir. Bu insanların iyi eğitilmiş olması, konusuna  hakim olması çok önemlidir.  Anesteziyi, anestezi  ilaçlarını ve etkilerini, acil esnasında neyin ne şekilde ve nasıl verileceğini bilmeleri çok önemlidir. Bizim bu yönden hiçbir sıkıntımız yoktur. Ameliyatı yapan ve Anesteziyi izleyen hekimlerimiz konusunu çok iyi bilen hekimlerdir. Anestezi konusunda bir önemli konu da her hayvana aynı anestezi değil bireye özgü anestezi verilmesidir. Her anestezik madde her hayvana verilemez. Mesela Boxer ırkı köpekler acepromazine adı verilen  pre-anestezik ilacı kullanamazsınız. Grey Hound, Saluki gibi ırklarda barbütürat türevi ilaçları kullanamazsınız .
Görsel  monitorizasyonun yanı sıra  özel cihazlarla anestezi esnasında monitorizasyon da büyük önem taşır. Hayvanlar anestezi cihazı ile birlikte monitörlere de bağlanır. Dillerine takılan bir sensörle kanın oksijenlenme oranı ölçülür. Belli bir seviyenin altına düşerse müdahale edilerek kandaki oksijen miktarının normal seviyeye çıkarılması sağlanır.  Anestezi cihazını hayvana taktığımız tüpe bağlayan bir hortum vardır. Bu hortum, 10 Kg.ın üzerindeki hayvanlarda bir çifttir.Hayvan oksijeni bu hortumundan alır ve geriye Karbondioksiti buradan verir. Geriye verilen karbondioksit  soda tozu içerisinden geçirilerek karbondioksitten  arındırılır. Bir kısmı tekrar solunuma katılır bir kısmıda dışarı atılır.
Hayvan 10 kg.ın altında ise ( Tüm kediler ) hayvanın soluk borusundaki tüpü  anestezi cihazına bağlayacak bir  özel bir devre gerekir. Bu devre de hayvan temiz oksijenli anestezi gazını bir hortumdan alır, akciğerlerinden gelen karbondioksitli kirli havayı başka bir hortumdan geri verir. Bu devreler birkaç isim altında bulunurlar. Jackson Reeves, Maple –Ayres, Bain devreleri gibi devreler vardır. Temelde hepsi aynı işi görürler. Sadece dizaynları farklıdır. Biz Jackson Reeves Devresini tercih etmekteyiz.Kuş ameliyatlarında da Jackson Reeves devresini kullanmaktayız.
Hortumlar ya da küçük hayvanlarda kullanılan devreler ile anestezi cihazı arasına yerleştirilen bir sensor hayvanın akciğerlerinde kalan karbondioksit miktarını ölçer. Karbondioksit miktarı belirli bir seviyenin üzerine çıkarsa tehlike var demektir. Anestezi gazı derhal durdurulmalı, Hortumlara temiz oksijen verilmeli , akciğerlere de temiz saf oksijen gönderilmelidir. Bazen hayvana el ile manuel olarak solunumuna yardımcı olmak gerekir. Hayvanın anestezik gazı ve oksijeni soluduğu bir torba vardır. Bu torba el ile sıkılarak akciğerlerin havalandırılması gerekebilir. Ancak bu torbaya uygulanacak basınç 20 mm. Cıva  basıncını geçmemelidir. Aksi takdirde basınçla akciğerlerde yırtılma olabilir.
Ameliyat sırasında kan basıncının yani tansiyonun da ölçülmesi gerekir. Bunun için hayvanlar için yapılmış özel tansiyon aletleri kullanılır. Aynı zamanda Monitörlerde de kısa aralıklarla tansiyon ölçen bir kısım vardır. Biz her ne kadar bu bölüme sahip cihazlarımız varsa da ayrı olarak tek bir cihazla tansiyonun ölçülmesini doğru buluyor ve böyle yapıyoruz. Kan basıncı uzun süreli olarak düşerse ve bu zamanında tespit edilemezse bazı organlarda geriye döndürülemez fonksiyon bozuklukları ortaya çıkabilir. Bu özellikle daha önce de belirttiğimiz gibi böbrekler için çok önemlidir. Eğer ameliyatı yapan hekim anestezi esnasında kan basıncının ne olduğunu bilemezse ve basınç düşerse ameliyat sonrası böbrek yetmezliği bir kedinizi ya da köpeğiniz olabilir. Ameliyat esnasında hayvanın tansiyonu  rutin olarak ölçülerek, damar içi verilen sıvının hızı ve miktarı azaltılır ya da düşürülür veya ek kolloidal sıvı verilebilir ( Tansiyon düşerse) veya duruma göre başka ilaçlar da kullanılabilir. Ama  tansiyon kontrolü yoksa, hekim bunları nasıl bilecek ne önlem alacaktır ?
Yine hayvanın ameliyat esnasında kalp atışlarının ve kalp ritminin izlenmesi önemlidir. Gelişebilecek bir aritmi durumunda acil müdahale edilmelidir. Mesela hayvanda ventriküler fibrilasyon çoğunlukla öldürücüdür ve Lidokain denilen ilacın derhal verilmesi gerekebilir. Biz tüm ameliyat hastalarımızın kalp ritimlerini monitörlerle izlemekteyiz.

 9. Cerrahi sterilite : Bundan yıllar önce insan ve veteriner hekimler cerrahi operasyonları yaparken cerrahi steriliteye pek önem vermemekteydiler. Daha doğrusu bu konuda yeterli bilgi yoktu. Bu nedenle Ameliyat sonraları enfeksiyonlar , geç iyileşmeler , hiç iyileşememe durumları ortaya çıkıyordu. Zamanla cerrahi sterilitenin önemi anlaşılıp ameliyatta kullanılan aletlerin, cerrahların ve yardımcıların steril olarak ameliyatlara hazırlanarak gerçekleştirmeleri yukarıda sayılan bir çok kontraendikasyonun da sonunu getirdi.
Her klinikte ayrı bir ameliyat odası olmalıdır.  Ameliyathane her zaman ameliyata hazır temiz ve steril olmalıdır. Tüm yüzeyler haftada bir defa ameliyat günü ise  günlük olarak dezenfekte edilmelidir.
Ameliyat olacak hayvan ameliyattan önce başka bir bölümde ameliyata hazırlanmalıdır. Böylece ameliyat bölgesinin temiz kalması sağlanır. Ameliyat öncesi hazırlık tüylerin kesilmesi, damar yolunun açılması ve sıvı bağlanması ve indüksiyon ilaçlarının verilerek hayvanın anestezi cihazına hazır hale getirilmesi safhalarını kapsar. Hayvan bundan sonra ameliyathaneye alınarak cihaz bağlanır. Ameliyat bölgesi 3 ayrı kimyasal ile dezenfekte edilir ve tüm ameliyat bölgesi  otoklav adını verdiğimiz yüksek buhar, basınç ve ısı ile sterilize edilmiş ameliyat örtüleri ile örtülerek ameliyat için hazır hale getirilir.
Cerrahlar ve teknisyenler maske ve ameliyat keplerini takmalı, cerrahlarsteril ameliyat önlüklerini giymelidirler. Her ameliyatta yeni sterilize edilmiş aletler kullanılmalıdır. Sterilizasyon işlemi Otoklavda yapılmalıdır. İplik, gazlı bez  vb. gibi kullanılan materyaller yeni ve steril olmalıdır.
Tüm bu okuduklarınızdan sonra “ Hadi canım, bunları tabii ki yapacaksınız “ dediğinizi duyar gibi oluyoruz ancak emin olunuz ki maalesef burada anlatılanların büyük bir bölümü bazı kliniklerde yapılmamaktadır. Bu nedenle burada anlatılanların yapılıp yapılmadığını hayvanınızı ameliyat ettireceğiniz klinik hekimlerine sorunuz.

 10. Vücut ısısının korunması : Biz tüm ameliyata aldığımız hayvanların vücut ısılarını mümkün olduğunca normal seviyede tutmaya çalışıyoruz. Anestezi ce ameliyat esansında vücut ısısı çok çabuk düşebilir. Vücut ısısı düştüğünde bu hayvanın metabolizmasını negatif olarak etkiler. İlaçların metabolizması yavaşlar . Anestezi ilaçları vücuttan daha geç atılır. Vücut ısısı normalin altında olan ( Hipotermik) hayvanların bağışıklık sistemleri zayıflar, yaraları daha geç iyileşir, ve kanama riski artar. Yaşlı hayvanlarda hipoterminin etkisi genç hayvanlara nazaran daha fazladır.
Bu nedenlerle ameliyat esnasında hayvanların vücut ısılarını mümkün olduğu kadar normale  yakın tutulması gerekmektedir.
Özel hazırlanmış Gaymar ısı pompası ile Hayvanların ameliyat esnasında vücut ısılarını kaybetmelerini önlüyoruz.

11. Gözetim altında ameliyattan uyandırma : Ameliyat sonrası hayvanların uyanma safhası yine basit bir safha gibi anlaşılabilir ancak bu en tehlikeli safhadır. Uyanma esansında hayvanınızın devamlı olarak gözlemlenmesi , yolunda gitmeyen bir şeyler olursa derhal müdahale edilmesi gerekir. Ameliyat sonrası kusma , verilen ilaçların etkisi ile başını sağa sola çarpma , entübasyon tüpünün olmaması ya da erken çıkarılması nedeni ile larynx te ödem ve paralize sonucu solunum durması gibi komplikasyonları önlemek için mutlaka bir hekim ya da teknisyen tarafından gözlemlenmesi gerekir.

12. Post-op Ağrı Kesiciler : Ameliyat öncesi ve esansında ağrı kesicilerimizi kullanarak hayvanımızı güvenli olarak anesteziden uyandırdıktan sonra ağrının devam edeceğini bilmemiz gerekir. Tüm batın ameliyatları sonrası 3 gün devam eden bir ağrı olur. Bu nedenle ameliyattan hemen sonra, hayvan uyandıktan sonra ağrı kesiciler yapılmalı ve evde devam edilmek üzere yeteri kadar ağrı kesici sağlanmalıdır. Bazı ağrı kesiciler bazı hayvanlarda ve durumlarda risklidir. Lütfen hekiminize danışmadan hayvanlarınıza ağrı kesici vermeyiniz.

13-Post Op ev bakımı: Ameliyat sonrası hayvanınız evinize geldiğinde bir süre hareketlerinde kısıtlama yapılması gerekir. Çoğu kez ameliyat sonrası ilk geceyi bizimle geçirirler. Olabilecek komplikasyonları böylece önlemiş oluruz. Genelde ameliyat sonrası ilk gece hem hayvan hem de sahipleri için hoş bir deneyim olmamaktadır.  Evimiz ve işyerimizin aynı yerde olması biz ve hastalarımız için büyük bir avantajdır. Bizimle kalan hayvanlarınız normal hale gelinceye kadar yalnız bırakılmamakta rutin olarak kontrol edilmektedir.
Hayvanınız eve geldikten sonra kafasında koruyucu bir kafalık olabilir. Bunu hayvanınızın kendisine zarar vermesini önlemek için kullanmaktayız. Siz yanındayken bu kafalığı çıkarabilirsiniz ancak hayvanınızı yalnız kaldığında bu kafalık mutlaka üzerinde olmalıdır.
Sonuç ,
Gördüğünüz gibi her ameliyat için  yapılması gereken ve alınması gereken bir çok önlem var.  Bu ameliyatları biz de sadece iki ilacı aynı enjektörde karıştırarak ( Ketamin + Rompun )  hayvanınıza enjekte edebilir ve ameliyatını gerçekleştirebiliriz. Hatta eldiven, maske , cerrahi steril önlük , otoklavda steril edilmiş aletler , ameliyat bezleri  kullanmaya biliriz. Böylece bu ameliyatları bizler de rakiplerimiz gibi çok ucuza yapabiliriz. Ancak , bazı şeyler için , özellikle de evinizin bir bireyi için karar vermenizde maliyet önemli bir etken olmamalıdır.