Eskişehir Melodim Veteriner Kliniği Melodim Veteriner Anamnez (Anamnesis) Hastanın Özgeçmişi

Anamnez (Anamnesis) Hastanın Özgeçmişi


Karın boşluğunun röntgen ile muayenesi

Hayvanlar, hastalıkları ile ilgili şikayetlerini söylemeye muktedir değillerdir. Hayvanlardaki hastalığın oluşu, görünüşü, seyri ve hastalığın geçirmiş olduğu değişimler hakkında hayvan sahibi ya da bakıcısından bilgi almaya amamnezis veya hastanın özgeçmişi adı verilir. Çok dikkatli ve doğru bir anamnez, hastalığın tam ve kolay tanınmasını kolaylaştırır.

Anamnez için sorulan sorular, hasta sahibinin ya da bakıcısının kültür seviyesi dikkate alınarak, bilimsel sözcükler kullanılmadan, basit, anlaşılabilir cümlelerden oluşması gerekir.

Bazı hasta sahipleri, hastaya uyguladıkları fakat sonuç alamadıkları kendi uygulamalarını gizleyebilirler. Bu gibi uygulamalar, tecrübeli klinisyen tarafından hasta üzerinde gözlenebilir yada hasta sahibine yönelteceği sorulara alınan cevaplarda ortaya çıkartılabilir.

 Dış hastalıkların tanısının konulması açısından önemli bir muayene yöntemi olan anamnez, hastada diğer muayeneler yapılmadan, hastalığın tanısının konulmasında hekime önemli ipuçları sağlar. Anamnez için,  hayvan sahibi ya da bakıcısına yöneltilecek sorular, hastanın muayenesinden önce, muayene sırasında, muayene sonrasında ya da hekimin uygun bulduğu bir zamanda sorulabilir.

Anamnez alınırken sorulacak sorular, hasta sahibinin şikayet ettiği sistemde yoğunlaşırken, sistemle ilişkili diğer sistemlerle ilgili sorular da sorulmalı ve hasta sistematik muayeneden geçirilmelidir.

Anamnezi alan hekim, hasta sahibine doğru sorular sormalı, hastalıkla ilgisi olmayan ve anlaşılamayan sorular sormamalıdır. Hekim, hasta sahibinin hastalıkla ilgili teşhis ve tedavisini kendi muayene sonuçlarından ayrı değerlendirmelidir. Hekim, hasta sahibi ile tartışmaya neden olacak, hekime yakışmayan tavır ve davranışlara fırsat vermemelidir. Hekim, hasta sahibinin hastasına ilgisini çekmeli, hastalığın ciddiyeti hakkında, muayene, teşhis ve tedavi ile ilgili tüm mali giderler konusunda hasta sahibini bilgilendirmelidir.

Çok dikkatli ve doğru bir anamnez için hasta sahibine sorulabilecek sorular ve amaçları şu şekilde sıralanabilir:

 Hayvanınızın Nesi Var,

 Şikayetiniz Nedir?

Bu soru ile hayvandaki hastalığın hangi sistemle ilgili olduğu öğrenilir. Hastadaki, öksürük şikayeti solunum sistemiyle ilgili, topallık şikayeti hareket sistemiyle ilgili, doğum kanalından bir akıntının geldiği şikayeti dişi genital sistemle ilgili, yeme, içme ve defekasyondaki bir düzensizlik ya da bozukluk sindirim sistemi ile ilgili, bacaklarından birini ya da birkaçını kullanamaması, hareket ve duyarlılıktaki kayıp şikayeti sinir sistemi ile ilgili bir hastalığı hatırlatır.

 Hayvanınız Ne Zamandan

 Beri Hastadır?

Anamnezde bu soru ile hastalığın başlangıç zamanı ve geçen süre hakkında bilgi edinilir. Hastalık yeni başlamış ya da üzerinden birkaç saatten bir gün kadar bir süre geçmiş ise perakut bir hastalık olarak değerlendirilir. Hastalığın oluşu üzerinden bir günden bir haftaya kadar bir süre geçmiş ise akut bir hastalık, hastalığın oluşu üzerinden iki haftaya yakın bir süre geçmiş ise subakut bir hastalık ya da hastalığın oluşu üzerinden iki haftadan daha uzun bir süre geçmiş ise kronik bir hastalık olarak isimlendirilir.

Hastalığın ne zaman başladığının bilinmesi hastalığın prognozu ve uygulanacak tedavinin belirlenmesi açısından önemlidir. Perakut ve akut hastalıklarda prognoz genellikle iyi olarak değerlendirilir. Bu dönemlerde uygulanacak tedavi iyileşme süresini kısaltacak ve tedavi masraflarını azaltacaktır.  Subakut ve kronik hastalıklarda prognoz, genellikle şüpheli ya da olumsuz olarak değerlendirilir iken uygulanacak tedavilerden sonuç almak oldukca zor, zaman alıcı ve masraflı olabilir. Tedavilerden bazen sonuç almak mümkün olmayabilir.

Hastalık Nasıl Başladı?

Aniden mi, Yoksa Zamanla mı Gelişti?

Hastalıkların pekçoğunun nasıl geliştiği hekim tarafından bilinsede, hastalığın tabiatı ve gidişi (prognozu) hakkında bilgi edinilmesi gerekir. Kırık (fracture), çıkık (luxation), burkulma (distortion), kas-tendo kopması (ruptur), yara (wound) ve dokular arasında kan toplanması (haematome) gibi pekçok hastalıklar, hastalığı oluşturan etkinin etkilemesi ile birden bire oluşurlar.

Tümör, kemikler üzerinde yeni kemik oluşumları (osteofit, exostoz), eklem boşluğunda mikropsuz sıvı toplanması (hydarthrose), eklem içinde yeni doku üremeleri ve eklem hareketlerinin azalması ya da kaybolması (arthrose, ankylose) gibi pekçok hastalıklar birden bire değil zamanla meydana gelen hastalıklardır. Aniden gelişen hastalıkların muayenesindeki manüplasyonlarda daha dikkatli ve nazik olunması gerekirken, zamanla gelişen hastalıkların muayenesindaki manüplasyonlarda ise buna ihtiyaç duyulmaz. Ayrıca, aniden oluşan hastalıkların birçoğunda uygulanan sağaltımda ki başarı, zamanla gelişen hastalıklarda uygulanan tedavilerden yüksektir.

Hastalığın Seyri Nasıldır?

Hastalık Bulguları Artmakta mı, Yoksa Azalmaktamıdır?

Hastalıkların oluşumundan itibaren bulgularında zamanla artma, azalma ya da kaybolma görülebilir. Hastalığın seyrindeki değişimlerin tespit edilmesi, prognozun değerlendirilmesi, teşhisi ve uygulanacak tedaviye cevap verip veremiyeceğinin belirlenmesi açısından önemlidir. Topallık, bir hastalık olmayıp lokomotor sistemi oluşturan yapılardan birinin ya da birkaçının hastalığının en tipik bulgusudur. Hastalığı oluşturan nedenin etkimesi ile şiddetlenen topallık, nedenin etkimesinin azalması, ortadan kalkması ya da geçen süreye bağlı olarak azalma gösterir.

 Hastalık Nasıl,

Hangi Şartlarda Oluştu?

Hastalığın hangi durumda ve şartlarda şekillendiğinin bilinmesi, hastalık ile hazırlayıcı ve yapıcı nedenlerin ortaya çıkartılması, dolayısı ile nedenlere yönelik tavsiyelerin yapılabilmesi açısından önemlidir. Kırık, çıkık, iç kanama, karın fıtığı, kas-tendo kopmaları ve yaraların pekçoğu kazalara, özellikle de trafik kazalarına bağlı olarak oluşurken, raşitizm ise doğum sonrasında mineral madde; kalsiyum ve fosfor, dengesizliği ya da yetersizliğine bağlı olarak, özellikle de güneş ışığına çıkartılmayan yavru hayvanlarda zamanla gözlenir. Av köpeklerinde ateşli silah yaralanmalarına ve dış kulak yolu yabancı cisimlerine daha çok rastlanır. Atlarda nallamadan sonra görülen topallığın, tırnak tabanının fazla yontulmasına, hatalı nal kullanılmasına, nal mıhlarının canlı tırnağa değmesi ya da canlı tırnağı sıkmasına bağlı olarak oluşabileceğini akla getirir. Sığırlarda ayak hastalıklarının çoğu ahır ve barınak zemininin bozuk ve kirli olması, hareketsizlik, doğum sonrası hastalıklarya da besleme bozuklukları sonucu oluşur.      

 Hayvanda

 Başka Bir Hastalık Var mı?  

Bazı dış hastalıklar, birçok iç hastalığa bağlı olarak şekillenebilir. Bu gibi durumlarda dış hastalıktan daha çok, birincil hastalık olan iç hastalığın dikkate alınması ve tedavi edilmesi gerekir. Sığırlarda sinovial kese hastalıklarının bir nedeni de, pekçok sistemi tutan tüberküloz ve burusella infeksiyonlarının da dikkate alınması gerekir. Ayrıca sığırlarda bir ayak hastalığı olan laminitis’in nedenlerinden gastrointestinal sistem infeksiyonları ile postpartum hastalıklardan retensiyo sekundinarum, metritis ve mastitis dikkate alınmalıdır. Özellikle hayvanlarda metabolizma bozukluklarına, mineral madde, vitamin yetersizlikleri ve endokrinal bozukluklara bağlı olarak pekçok dış hastalıklar gelişebilir.

Hastalık İçin Daha Önce

Herhangi Bir Tedavi Uygulandı mı?

Bu soru ile hastaya uygulanan tedavinin doğru, yeterli, yetersiz ya da yanlış olup olmadığının belirlenmesi ile takip edilecek yol belirlenir. Uygulanan tedavi doğru ve yeterli ise tedaviye son verilir. Tedavi doğru ve yetersiz ise tedaviye devam edilir. Şayet uygulanan tedavi yanlış ise tedavi değiştirilir ve hekimin uygun bulduğu yeni tedavinin uygulanmasına başlanır. Ayrıca hekim, hasta sahibine yönelteceği dikkatli sorularla hastaya uygulanan ve hastalığı daha da kötüleştiren amprik uygulamaları belirleyebilir.

 Hayvan, Daha Önce

 Aynı Şekilde Hastalandı mı?

Bazı hastalıklar uygun sağaltım yöntemleri ile tedavi edildikten sonra, hastalık zamanla, şartlar uygun olduğunda yeniden nüks edebilir. Dolayısı ile hastalığın yeniden nüks etmiş olması ilk hastalık döneminde uygulanan konservatif, medikal, şirurjikal ya da profilaktik tedavilerin yeterli olmadığını gösterir. Bazı tümöral hastalıklarda, tümörün şirurjikal olarak alınmasına rağmen aynı yerde ya da bölgede daha sonra tümörün yeniden oluşması nüks olayına verilebilecek en iyi örnektir.

 Eğer hayvan, sürü ya da toplu tutulan hayvanlardan biri ise, hastalığın diğer hayvanlarda da olup olmadığının sorulması, hastalığın bulaşıcı olup olmadığı, hastalığı oluşturan çevre faktörlerinin ortak olduğu ayrıca hayvanların hepsine uygulanan besleme şeklinin aynı olduğu hakkın da bilgi edinilmesini sağlar.

Hasta hayvanla ilgili olarak hekimin hayvan sahibine yönelteceği sorular bunlarla sınırlı kalmayıp, hasta hayvanın türü ve hastalığı ile ilgili olarak sorulacak sorularda değişiklikler olabilir. Bu sorular karşılığında alınan cevapların çok iyi değerlendirilmesi gerekir.

Anamnez sırasında muayene edilen hasta hayvanın genel görünümüde dikkate alınmalıdır. Hasta hayvanın dış yapısal şekli (eşkâl, signalement) ve hastanın muayene sırasındaki genel (sağlık) görünümü (habitus)  hastalığın tanınması için hekime yardımcı olur.