Archives Ekim 2022

Papağanlar nasıl eğitilir papağan düşkünü olan birçok bireyin büyük bir merakla araştırdıkları konulardan bir tanesidir. Sahiplenilen ve evlerde beslenilen papağanları eğitmek isteyenlerin birden fazla adıma dikkat etmesi gerekmektedir. Fakat papağan eğitmek konusunda yeteri kadar bilgisi olmayan kişilerin belirli adımlarına dikkat etmesi gerekir.

Sevimli dostlarınızın kliniği Eskişehir Nöbetçi Veteriner 7/24 yanınızda!

Papağan eğitimi vermek için belirli noktalardan başlamak herkesin kendileri için en iyi adımlardan yardım almasına yardımcı olmaktadır. Papağanlara eğitim sürecine başlamadan hemen önce yapılması gereken ilk adım olarak kişilerin güven duygularını hayvanlara vermesi olacaktır. Bir hayvan karşısında olan bireylere ne kadar çok güvenirse aslında eğitim süreçleri de bir o kadar ve dikkatli bir şekilde meydana gelecektir.

Bu yüzden de papağan eğitim süreçlerinde hızlı girişler yapmak yerine ilk olarak güven duygularının oluşmasına yardımcı olmak gerekir. Bu sayede süreç hem daha kolay bir şekilde ilerlerken hem de papağan eğitimleri daha kolay olmaktadır.

Papağanlarda Konuşma Eğitimi

Papağanlarda konuşma eğitimi vermek isteyen kişilerin uzun süre dayanması gerektiğini bilmesi gerekir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli adımlardan bir tanesi de her papağan türünün konuşacak diye bir kuralı olmadığıdır. Bazı papağanlar kısa sürede konuşabilirken bazıları her ne olursa olsun yapılarında yer almadığı için konuşma konularına pek de meyilli bir yapıda yer almaz.

Kuşların insanlara alışmalarının sağlanması ardından güvenilirlik duygularını vermek ve her gün düzenli olarak ortalama 5 ila 6 kere beşer dakika olacak şekilde papağanlar ile pratik yapmak gerekmektedir. İlk süreçlerde kısa ve kolay olan kelimeler ile başlamak kuşların daha kolay öğrenmelerine ve daha kısa sürede konuşmaya başlamalarına yardımcı olur.

Papağanları Ele Alıştırma

Papağanların ele alıştırılması beklenenlerden daha uzun sürecek bir süreç olarak da yer almaktadır. Bu yüzden de papağanlar direk ele gelecek diye beklemek mümkün olmamaktadır. Bu süreçlerde ödül mamalarından destek almak hayvanların daha rahat hareket etmelerine de olanak sunmaktadır.

Bir papağan karşısında olan kişiye ne kadar çok güveniyor ve aslında yaptıkları için ne kadar çok ödül alıyorsa o kadar kısa sürede ele alışacaktır. Zararsız olduklarını göstermek gerekir.

Papağanlar kafeslerinde uzun süre kalmak istemezler. Kafeslerin ne kadar zararsız olduğunu göstermek, kafeslerinde kalmanın en ufak bir zararının olmadığının gösterilmesi kuşlar açısından oldukça önemli detaylar olarak yer almaktadır.

Ödül İle Papağan Eğitimi

Ödül ile papağan eğitimi için ilk yapılması gereken şey güven duygularını vermek ardından da ödüller ile papağanlara sevgi dolu yaklaşımları seçmektedir. Ne kadar sevgi dolu yaklaşılır ve yaptıkları her şey için ödül verilirse yeni bilgiler öğrenmeye o kadar meyilli olacaklardır. Bu yüzden de kuşların direk eğitim süreçleri için onların isteklerini bilerek, güven duygularını sağlayacak ve ödüller ile yol göstererek olması gerekmektedir.

Muhabbet kuşları nasıl eğitilir daha çok hayatında ilk defa evcil bir kuş alan bireylerin merak ettikleri konular arasındadır. Bazı muhabbet kuşları vardır ki konuşmayı öğrenir, sahiplerinin omuzlarından ayrılmaz, havada adeta bir güvercin gibi takla atabilir. Bunun gibi birçok hamleyi yapabilen muhabbet kuşların eğitiminden ne olabilir ki diye düşünülse bile oldukça zorlu bir işlemdir.

Sevimli dostlarınızın kliniği Eskişehir Nöbetçi Veteriner 7/24 yanınızda!

Hem tatlı hem de oldukça sempatik olan muhabbet kuşları evlerde en çok beslenen evcil hayvan kategorisinde ilk sırada yerini almaktadır. Oldukça sevimli olan bu hayvanların ele alışmasının ardından birkaç kelime öğrenmesi, hırçınlıklarının giderilmesi gibi birçok faktörün öğretilmesi gerekir.

Muhabbet Kuşu Eğitimi

Muhabbet kuşu eğitimi sırasında kuşların yaşlarının büyük bir öneme sahip olduğunu göz ardı etmemek gerekir. Büyük ya da yaşlı kategorisinde yer alan kuşların eğitimleri küçük ya da yavru olan kuşlara oranla bir hayli zordur. Çünkü yavru olan kuşlar daha kısa süre içerisinde öğretilenleri öğrenmesi ile bilinmektedir. Bu yüzden de yeni bir muhabbet kuşu alınacak olduğu zaman yavru kuş seçilmesi öncelikli olmaktadır.

Muhabbet kuşu eğitme adımlarına başlamadan hemen önce ortalama olarak 1 hafta içerisinde hayvanların yeni ortamlarına alışma süreçlerinin beklenmesi gerekmektedir. Ardından kuş eğitimlerine başlanmasına gerekir. Kuş 1 hafta içerisinde evin en sık kullanılan odalarında koltuğa yakın bir yerde kafes içerisinde yer alırsa ev ortamları ile evlerde yaşayan insanlara daha çabuk alışmaları sağlanmaktadır. Bu yüzden de kuşların oturma odalarında koltukların yakınlarında yer alan kafeslerin içinde 1 hafta kadar tutulması gerekir.

Muhabbet kuşlarının eve alışmasının ardından ele gelme yöntemleri ile uygulanması gerekir. Evde rahat eden bir ortamda alışan kuşların yemleri ve sularını temizlemek gerekir. Bunlara ek olarak kafeslerin altına bir gazete kağıtlarını sererek de dışkılarının düzenli bir şekilde atılması ve kafesin temiz tutulmasına özen gösterilmelidir. Eve yeni getirilen kuşlar ortalama olarak 1 ila 2 gün yemek ve suya yaklaşmaları için zaman içerisinde bu alışkanlıkların ortadan kaldırılması gerekir.

Hırçın ve Yavru Muhabbet Kuş Eğitme Yöntemleri

Hırçın muhabbet kuş eğitme yöntemi karşısında birçok adıma dikkat etmek gerekmektedir. Bir eve yeni gelen kuşların hırçın ve korkmuş olmaları normal bir durum olmaktadır. Kuşların eve alışmaları için de zaman vermek öncelik olmalıdır. Bir süre evin en çok tercih edilen ve sesli odalarında kalan kuşlar zamanla hırçınlıklarının üzerinden atılması gerekmektedir. Ortama alışmaya başlamak gerekir.

Kuş eğitimleri için ne kadar naif ve dikkatli davranılırsa o kadar kısa sürede kuşların ev sahiplerine alışmalarına yardımcı olmaktadır. Kuşlar evlerine ve sahiplerine ne kadar çok kısa sürede alışılırsa o kadar hızlı eğitimler yapılabilmektedir. Sesli odalardan ya da gürültülerden uzak olunursa kuşların alışma süreçleri de o kadar iyi olmaktadır.

Kedilere Mutlaka Yapılması Gereken Aşılar

Kedilere mutlaka yapılması gereken aşılar hakkında bilgi sahibi olmanız kedi almadan önce yapmanız gereken en önemli şeyler arasında yer alır. Kedi bakımı ile ilgili en önemli püf noktalarından biri kedilere yapılması gereken aşıları bilinçli bir şekilde ve zamanında yaptırmak olacaktır. Eğer ki bir takım aşıları yaptırmazsanız kedinizin sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişmesi olanaksız hale gelir. Neden diye soracak olursanız kediler için bir takım hastalıklar söz konusu olacaktır. Tıpkı insanlar gibi bebekken yapılması gereken aşılar bazı hastalıklara yakalanmamak ya da bir takım hastalıkları çabuk atlatmak için gerekliyse aynı şey evcil hayvanlar için de geçerlidir. Özellikle de dışarı çıkan ve başka hayvanlarla temas halinde olan kediler için bir takım aşıları aksatmadan ve zamanında yaptırmak oldukça büyük ve hayati bir önem arz eder.

Eskişehir Veteriner Kliniğiniz Olarak 7/24 Yanınızdayız!

Ev Kedisine Aşı Şart Mı?

Ev kedisine aşı şart mı sorusu pek çok kedi sahibi tarafından sorulmaktadır. Kedi sahiplerinin pek çoğu evde yaşayan bir kedinin özellikle de başka hayvanlarla haşır neşir olmayacağı için aşı yaptırmaya gerek duyup duymaması gerektiği konusunda bir kafa karışıklığı yaşar. Ancak bu düşünce son derece yanlıştır. Neden diye soracak olursanız çünkü kediler her ne kadar evden çıkmasa bile yaşamaya devam etmektedir ve yaşadığı sürece risk de her zaman için söz konusu olacaktır. Nihayetinde evde de bir takım bakteri, virüs ve mikrop bulunabilir. Bunun yanı sıra kedinin yediği içtiği şeyler de bu konuda bir unsur olabilir. Bu tür ve daha birçok sebepten dolayı ev kedisi de olsa tüm kedilerin aşı olması gerekli olacaktır.

Yavru Kedilere Hangi Aşılar Yapılır?

Yavru kedilere hangi aşılar yapılır diye soracak olursanız, bu aşılar kedinin gelişim sürecine göre belirli dönemleri geçirmeden yapılmalıdır. Mesela, iç ve dış parazit aşısı kedi 8 ve 10 haftalıkken mutlaka yapılması gereken son derece önemli bir aşıdır. Yine iç ve dış parazit aşısıyla aynı zaman zarfı içinde karma aşı yapılması gerekir. Daha sonra sırada lösemi aşısı vardır. 11 ve 13 hafta arasındaki kedilere muhakkak lösemi aşısı yapılması da son derece ciddi bir önem arz eder. 12 ve 13 haftalık olan her kediye kuduz aşısı da yapılması gerekli olacaktır.

Kedi Karma Aşısı Gecikirse Ne Olur?

Kedi karma aşısı gecikirse ne olur? İlk karma aşıyı olmuş olan bir kedi üç hafta içinde ikinci aşıyı da olmak zorundadır. Eğer ki bu aşıyı çok erken ya da çok geç yaptırırsanız ilk yapılan aşı hiçbir şekilde etki göstermez. Bu sebepten dolayı kedinin aşısının kesinlikle veterinerin belirlemiş olduğu tarih aralığına uygun bir şekilde yapılması doğrudur.

Yavru Kedilerin Aşısı Gecikirse Ne Olur?

Yavru kedilerin aşısı gecikirse ne olur? Sorusu da yavru kedi sahipleri tarafından merak edilmekte ve sık sık sorulmaktadır. Yavru kedinin iç ve dış parazit aşısının gecikmesi demek kedinin mide, bağırsak ve ciğerlerinde parazitlerin artması ve kedinin kaçınılmaz bir şekilde sağlığının bozulmasına neden olur.

Kedi Aşıları Fiyatları

Kedi aşıları fiyatları belli bir skaladadır ancak bazı veterinerlik kliniklerinin yapmış olduğu kampanya veya uygulamalara göre de değişkenlik gösterebilir. Kedilere yapılan aşının kalitesi ve türü de fiyatlandırmada etkili olur. Ayrıca sürekli olarak kur artışı ve zamlar da olduğu için net bir tutar vermek mümkün değildir.

İnsanlardan Hayvanlara Geçen Hastalıklar

İnsanlardan hayvanlara geçen hastalıklar bulunmaktadır. Özellikle şehir yaşamının oldukça hayatımıza girmiş olduğu bir gerçektir. Bu anlamda özellikle şehir yaşamı alışkanlıklarımızın yaşam biçimimizin değişmesine neden olmuştur. Örnek olarak verecek olursak önceden evlerimiz genellikle bahçesi olan evlerdi. Bu anlamda da çeşitli hayvanları bahçemizde besleyebilirdik. Ama günümüzde artan nüfus ile birlikte genellikle apartman daireleri ile yaşam başlamıştır. Geniş aile mantığından artık iyice uzaklaşılmış ve çekirdek aile mantığına girilmiştir.

Eskişehir Veteriner Kliniğiniz Olarak 7/24 Yanınızdayız!

Büyük şehirlerde bakıldığı zaman çekirdek aile çok yaygındır. Tek başına yaşayan insan da oldukça fazladır. Kişiler hem çok sevdikleri için hem de yalnızlık noktasında kendilerine arkadaşlık yapması için evcil hayvanlar beslemeye başlamışlardır. Evcil hayvanlar ev içerisinde direkt kişiler ile yakın teması olmaktadır. İnsanlardan hayvanlara geçen hayvanlardan da insanlara geçen oldukça hastalık bulunmaktadır. Bu nedenle hayvanların ve insanların aşılarının tam olması çok daha büyük önem arz etmektedir.

İnsanlardan Hayvanlara Geçen Hastalıklar
İnsanlardan Hayvanlara Geçen Hastalıklar

İnsanlardan Hayvanlara Hastalık Bulaşır Mı?

İnsanlardan hayvanlara hastalık bulaşır mı? Evet, hastalık bulaşır. Çünkü aynı ev içerisinde yakın temas durumunuz var ise zaten bulaşmama ihtimali bulunmamaktadır. Özellikle çok yaygın olarak bakabileceğimiz grip hastalığıdır. Grip hem çok bulaşıcı hem de bazen başka hastalıkları da tetiklemektedir. İnsanlardan hayvanlara bulaşan hastalıklar zooantroponoz adı ile bilinmektedir.

Özellikle daha çok hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar bilinse de insanlardan da hayvanlara hastalık geçmektedir.

Zooantroponoz Hastalık Nedir?

Zooantroponoz hastalığı nedir. Bu hastalık insandan hayvana geçen hastalıklar olarak bilinmektedir. İnsan genetiği ve hayvan genetiği birbirine oldukça benzemektedir. Bu anlamda da hastalıkları benzerlik göstermektedir. Bu hastalıklar bulaşıcı hastalıklar olduğu için de aşı yöntemi bulunmaktadır. Aşı kişileri ve hayvanları çeşitli hastalıklara karşı korumaktadır. Aşısı olan kişi ve hayvanların hastalığa yakalanma ihtimalleri daha düşük veya yakalansalar bile daha hafif atlatılma durumları bulunmaktadır.

Bilinen Zooantroponoz Hastalıkları Nelerdir?

Bilinen zooantroponoz hastalığı insanlardan hayvanlara geçen hastalıklardır. Bunların isimlerini incelemeniz için bir araya getirdik. Bilinen zooantroponoz hastalıklar şunlardır:

  • Leishmania Protozoa
  • Kedi tırmığı hastalığı
  • İnfluenza Gribi: Evet hayvanlardan geçtiği bilinse de insanlardan bu hastalık hayvanlara geçmektedir.
  • Kabakulak: Özellikle köpeklere geçmesi ile daha çok bilinmektedir.
  • Kuduz: Kuduz genellikle hayvanlardan geçtiği bilinmektedir. Ama bu hastalık hem zoonoz hem de zooantroponoz şeklinde görülmektedir. Kısacası hem insanlardan hayvanlara hem de hayvanlardan insanlara geçmektedir.
  • Rubella virüsü: Bu virüs de hem insanlardan hayvanlara hem de hayvanlardan insanlara geçmektedir. Halk içerisinde bilinen adı ise kızamıkçıktır.
  • Chlamydia Psittaci: Kuşlarda ve bazı memeli hayvanlarda görülen bir hastalıktır. Bu hastalık da hem zoonoz hem de zooantroponoz şeklinde görünmektedir.
  • Tüberküloz
  • Covid-19:Covid-19 hastalığı tüm dünyada görünen salgın bir hastalıktır. Bu anlamda da çok ciddi bir bulaş riski söz konusudur. Hayvanlardan insanlara bu virüs geçmezken maalesef ki insanlardan hayvanlara bulaşmaktadır. Bu anlamda bu virüse yakalandığınız zaman hayvanlardan da uzak durmanız gerekmektedir.

İnsanlardan Hayvanlara Bulaşan Hastalıklardan Korunma Yolları

İnsanlardan hayvanlara bulaşan hastalıklardan hayvanlarınızı korumak istiyorsanız yapacağınız en önemli çalışma hem kendi hem de hayvanınızın tüm aşılarını yaptırmak olacaktır. Aşılama yöntemi hem bulaş riskini azaltmaktadır hem de hastalığın hafif seyretmesini sağlamaktadır.

Kediler Yavrularını Yer Mi

Kediler yavrularını yer mi? Sorusu, cevabı oldukça merak edilen konulardan biridir. Öncelikle hayvanlar, doğası gereği hayatta kalabilmek adına çeşitli içgüdülere sahiptir ve bu içgüdüler, pek çok hayvan türünde zayıf düştüğünü veya tehlike altında olduğunu düşündüğü anlarda yavrularını yemelerine neden olabilmektedir.

Anne kediler, her ne kadar yavruları ile muazzam bir bağ kursa da çeşitli durumlarda içgüdüleri nedeniyle yavrularını yedikleri veya onları ölüme terk ettikleri görülebilmektedir. Bunu yapmalarında kendi doğaları gereği önemli nedenler bulunurken, anne kediler bu eylemi aslında diğer yavrularının yaşamı için fedakarlık için yapmaktadırlar.

Eskişehir Veteriner Kliniğiniz Olarak 7/24 Yanınızdayız!

Bu nedenle doğada hayatta kalma içgüdüsüne sahip canlılardan biri olan kediler, evcil bir hayvan olarak yaşasalar dahi bu eylemi gerçekleştirebilmekte ve yavrularını yiyebilmektedirler. Anne kedilerin aksine erkek kedilerin de yavrularını öldürebilmeleri mümkündür.

Kediler Yavrularını Yer Mi
Kediler Yavrularını Yer Mi

Bizler adına oldukça kötü bir davranış gibi görünse de hayvan doğasında vicdan, insaf gibi insansal duygular olmadığı ve yalnızca hayatta kalabilmek için güçlü, baskın olma içgüdüsüne sahip olmaları nedeniyle pek çok hayvan türünde olduğu gibi kedilerde de yavrularını yeme görülebilmektedir.

Anne Kedi Yavrusunu Neden Yer?

Pek çok kişi, anne kedilerin yavrularını yiyebildiğini öğrendiğinde veya şahit olduğunda oldukça şaşırmakta ve bu durumu garipseyerek, anne kedi yavrusunu neden yer? Sorusunu sorarak cevabını oldukça merak etmektedir.

Anne kediler, farklı durumlarda yavrularını yeme eğilimi gösterebilmektedirler. Bunlardan ilki, anne kedilerin, sıkıntılı bir şekilde ve zor şartlarda doğum yapması sonucunda, doğan her yavrusunu besleyebileceği bir güce ve süte sahip olamadığı durumlarda gerçekleşmektedir.

Anne kediler, sınırlı imkânlarda doğum yaptığında ve yeterli güce sahip olmadığında, yavruları içerisinden en sağlıklıları ayırarak, diğer zayıf yavru veya yavruları yiyebilmektedir. Bunu yapmasının nedeni ise kendisine yeterli gücü ve sütü depolayabilmek için zayıf yavrunun ölüsünü yiyerek enerji ve protein kazanmaktır.  Ve bu sayede güçlenerek sınırlı imkanlarda kalan yavruları hayatta tutabilmektedir.

Bunun yanı sıra, annelerin yavrusunu yemesinin en sık karşılaşılan nedeni ise, özellikle doğum esnasında ölü doğmuş veya sıkıntılı doğmuş bir yavrunun, öldüğünde oluşturacağı koku ile avcılara karşı yuvasını açık hedef haline getirmesidir. Bu nedenle de anne kedi, hayatta kalma ve yavrularını koruma içgüdüsü ile ölen yavrusunu veya zayıf yavrusunu yiyebilmektedir.

Ölü yavrunun parazit ve hastalıklara neden olma durumu da yine anne kedilerin yavruları ve kendi sağlığı için ölü yavruyu yemesine neden olabilirken, aynı zamanda zayıf yavruyu yuvadan taşıyarak tek başına bir yere bırakıp terk etmeleri de sık yaşanabilen bir durumdur.

Erkek Kediler Yavru Kedileri Neden Öldürür?

Erkek kedi yavru kediyi yer mi? ve Erkek kediler yavru kedileri neden öldürür? Sorularına yanıt olarak; Erkek kediler, anne kedilerden farklı olarak, korumacı bir içgüdü ile değil, yalnızca kendi baskınlığını ve egemenliğini korumak ve tekrar döllenebilmek için yavrularını öldürebilmektedir.

Erkek kedi, eşinin yavrularının kendi yavruları olmadığını düşünebilmekte ve bu durumda da kendi soyundan olmayan yavru kedileri öldürerek farklı erkek tohumlarını ortadan kaldırmak isteyebilmektedir.

Egemenliğini korumak için böyle bir eylem gerçekleştirebilen erkek kediler, bunun yanı sıra doğası gereği dişi kedi ile tekrardan çiftleşebilmek için bir an önce tekrar döllenebilmesi adına yavru kedileri öldürme eğilimi gösterebilmektedir.

Köpeklerde Kuduz Belirtileri

Her yıl dünya çapında milyonlarca köpek kuduz nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Temelde memeli canlıların beyin ve omuriliğini etkileyen virüs kaynaklı kuduz hastalığı ile birlikte birtakım semptomlar ortaya çıkmakta ve genellikle de ölümle sonuçlanmaktadır.

Köpeklere salya yolu ile veya açık yaraya virüsün enfekte olması nedeniyle bulaşan kuduz virüsü oldukça tehlikeli bir hastalık olmaktadır. Köpeklerde kuduz belirtileri genellikle virüs bulaştıktan itibaren 2 hafta ile 4 ay arasında ortaya çıkmaktadır.

Eskişehir Veteriner Kliniğiniz Olarak 7/24 Yanınızdayız!

Virüsün bulaşma miktarına göre belirtiler de değişiklik göstermekte ve aynı zamanda ısırılan nokta beyin veya omurilik bölgelerine yakın olduğu takdirde hızlı şekilde yayılmakta ve belirtiler çok daha kısa sürede ortaya çıkmaktadır.

Köpeklerde Kuduz Belirtileri
Köpeklerde Kuduz Belirtileri

Köpeklerde kuduz belirtileri kuluçka süresi sona erdikten sonra ortaya çıkmakta ve genellikle enfes kötü olmuş köpeklerde huzursuz veya rahatsız davranışlar şeklinde görülmektedir. Genellikle saldırgan tavırlar sergilemeye başlayan köpekler normalde sahip oldukları hareketli davranışlardan farklı olarak ilgisiz davranışlar gösterebilmektedir.

Bunun yanı sıra ateş, aşırı salya akması, nöbet geçirme, yutma güçlü, sendeleme veya felç gibi ileri belirtilerde ortaya çıkmaktadır.

Normal şartlarda alışık oldukları hareketlere ve seslere karşı rahatsızlık hissi duyabilir bu nedenle saklanma veya tam tersi saldırma eğiliminde bulunabilirler.

Kuduz olan köpekler mümkün olduğu sürece karanlık ve sessiz ortamlarda zaman geçirmek istemekte ve ağız bölgesinde köpürme meydana gelmektedir.

Köpeklerde Kuduz Tedavisi

Kuduz hastalığı köpeklerde çok sık rastlanan bir durum olduğundan mutlaka önleyici tedbirlerin alınması gerekmektedir. Köpeklerde kuduz tedavisi mümkün olmamakla birlikte kuduzun genel olarak da tedavisi bulunmamaktadır.

Köpeklerde onaylanmış birçok farklı kuduz aşısı bulunmakta ve genellikle 12 ila 16 haftalar arasında yani yavruluk dönemlerinde bu aşılardan herhangi birinin önleyici olarak yapılması ve daha sonra her yıl hatırlatıcı kuduz aşısı yapılması gerekmektedir.

Köpeklere Kuduz Nasıl Bulaşır?

Köpeklere kuduz hastalığının bulaşabilmesi için kuduz virüsünü taşıyan başka bir hayvan tarafından ısırılması şeklinde gerçekleşmektedir. Salya yoluyla kana karışan kuduz virüsü daha sonra köpeğin periferik sinirlerine geçiş yapmakta ve burada çoğalarak tükürük bezlerine yayılmaktadır.

Bunun yanı sıra ısınmayan fakat açık yaraya sahipken başka bir hayvanın salyası ile temas etmesi halinde de köpeklere kuduz virüsü bulaşabilmektedir.

Bu noktada genellikle ameliyat geçirmiş köpeklerin diğer hayvanların bulunduğu ortamlara çıkarılmaması gerekmektedir. Köpeklere kuduz sadece köpeklerden değil aynı zamanda tilki, yarasa veya rakun tarafından da ısırmaları halinde bulaşabilmektedir.

Kuduz virüsü memelilere has bir virüs türü olduğundan hayatta kalabilmesi için mutlaka mühürlü vücuduna ihtiyaç duymaktadır.

Kuduzun Kuluçka Süresi Ne Kadardır?

Kuduzun kuluçka süresi yani klinik belirtilerin ortaya çıktığı zaman ile virüsün vücuda bulaştığı zaman arasındaki süreçtir. Isırılma bölgesine ve canlıya göre 10 ila 1 sene arasında kuluçka dönemi meydana gelebilmektedir.

Bu noktada genellikle köpeklerde 2 hafta ile 4 ay arasında bu süreç değişebilir ve belirtilerin ortaya çıkması halinde yayılma hızında değişiklik gösterebilir.

Bu nedenle düzenli olarak kuduz aşısı yaptırılan köpeklerde kuduz virüsüne yakalanma ihtimali çok daha düşük olmaktadır. Ancak kuduz aşısı yaptırılmasına rağmen bu virüs köpeklerin vücuduna girebilir ancak belirtilere aşısız köpeklere göre oldukça az veya hiç olabilir.