Archives 2022

Karın boşluğunun röntgen ile muayenesi

Normal şartlarda fazla tercih edilmeyen gastrosentezis, sık olarak köpeklerde, nadir olarakta kedilerde oluşan gastrik dilatasyon-volvulus durumlarında gastrik dekompreyon amacı ile orogastrik sonda uygulama girişimlerinin başarısız olduğu durumlarda bir alternatif olarak tercih edilen acil bir girişimdir.

Gastrik dilatasyon-volvulus durumlarında abdomende gerginlik ile birlikte sağ tarafta son kostanın hemen arkasında, açlık çukurluğunda, belirgin bir şişkinlik gözlenir ki gastrosentezis bu şişkinliğin en tepe noktasından gerçekleştirilir. Bu noktada, mide ile karın duvarı arasında karaciğer lobu ya da dalağın bulunup bulunmadığını belirlemek için dikkatli bir perküsyon yapılır. Şayet, net bir timpanik ses duyulur ise mide ile karın duvarı arasında karaciğer ya da dalağın bulunmadığı, mat bir ses duyulur ise mide ile karın duvarı arasında karaciğer ya da dalağın bulunduğu düşünülmelidir.        Bölgenin traşı yapılır ve antiseptik solüsyon ile antisepsisi sağlanır. Hasta sol lateral yanına yatırılır ya da ayakta tutulur. Daha sonra 16–18 numara birkaç adet hipodermik iğne ya da tek bir trokar şişkinliğin en tepe noktasından sokulur. Bu girişim, mide de gazın oluşturduğu gerginliği giderir (dekompresyon). Bazen, sıvı ya da katı mide içeriği hipodermik iğnelerin tıkanmasına neden olabilir. Gaz çıkışının kesildiği ve şişkinliğin azalmadığı durumlarda tıkanıklık akla gelmelidir.

Karın boşluğunun röntgen ile muayenesi

Bir kardiak biyopsi tekniği olarak bilinir. Perikardiosentezis,  çoğunlukla diagnostik amaçla,  perikardial effüzyonun değerlendirilmesi için tercih edilirken, terapötik amaçla da uygulanır.

Perikardiosentezis, göğüs duvarının sağ yarımında  kostokondral birleşme sınırının alt tarafında 4., 5. ya da 6. interkostal aralıkta bulunan ve “cardiac notch” olarak isimlendirilen yerlerden yapılır. Bu noktalarda akciğer lobları kalp üzerinde ventral olarak uzanmaz. Kalbin korunmayan bu bölgelerinden perikardiosentezis (aynı zamanda thoracocentezis) emniyetli bir şekilde yapılır. Bu noktalarda, önemli koroner arterler bulunmaz.

Bölgenin kılları traş edilir ve temizlenir. Derinin dezenfeksiyonu yapılır. Uygulama, hayvan ayakta iken gerçekleştirilir. Sedasyon ya da lokal anestezi gerektirmez. Huysuz hayvanlarda ihtiyaç durumunda punksiyon yapılacak bölgeye lokal anestezi uygulanır. Bölgedeki deri öne ya da arkaya doğru hafif gerdirilirken geniş lumenli stileli bir iğne (iri yapılı hayvanlarda torakar) belirlenen noktada kostanın kaudal 1/3’lik noktasından (kostanın hemen arkasında seyreden interkostal arter, vena ve sinirlerin korunması için) deriye batırılır. Pleural aralığa girilir (pleural paracentesis, pleurocentesis, thoracentesis) ve enjektör ile hafif negatif basınç uygulanır. Bu aşamada torakosentezis tamamlanır. Perikardiosentezis için iğne, ucunun kalpte ya da perikardiumda olduğu hisedilinceye kadar ilerletilir. İğnenin ucunun hareket etmesi iğnenin kalbe değdiğinin göstergesi olarak yorumlanır. İğnenin stilesi ya da enjektörün pistonu geri çekilerek perikardial sıvı aspire edilerek değerlendirilir. Perikardial sıvının koyu kırmızı olması patolojik bozuklukları hatırlatır. Daha sonra iğne yavaşca çekilir ve perikardiosentezis tamamlanır.

Karın boşluğunun röntgen ile muayenesi

        Eklem boşluğuna şirujikal olarak yapılan delme işlemidir. Artrosentezis hem diagnostik hem de terapötik amaçla yapılır. Eklem hastalıklarında eklem boşluğuna oluşan effüzyonun miktarının ve karakterinin belirlenmesi, synovial sıvının sitolojik ve biyokimyasal analizleri, bakteriyolojik kültürünün yapılabilmesi için eklem içindeki sıvının aspire edilmesi, lokomotor sistemde topallığa neden olan şüpheli bir ağrının eklemden orjin alıp almadığının belirlenmesi için intra-artiküler lokal anestezik solüsyonun enjeksiyonu (diagnostik enjeksiyon) ve artrografi (arthrography) amacı ile intra-artiküler kontrast madde enjeksiyonu diagnostik artrosentezisin endikasyonlarını oluştururken, şişkin olan eklemde dekompresyon oluşturmak, eklem içinde biriken ve lizozomal enzim kaynaklarını oluşturan debrislerin, eksudatın ve fibrinin uzaklaştırılması (eklem lavajı) ve bazı durumlarda eklem boşluğuna medikal ajanların verilmesi terapötik artrosentezisin endikasyonlarını oluşturur.

Bazı eklemlerde İntraartiküler yapıların (eklem kıkırdağı, menisküs, ligamentler gibi) normal anatomik durumlarının ya da hastalıklarının endirekt olarak görüntülenerek teşhislerinin, aynı zamanda tedavilerinin yapıldığı artiküler endoskopi (arthroscopy) bir çeşit artrosentezis olarakta tanımlanır.

Eklemler, hareket sisteminin önemli anatomik yapılarıdır. Eklem boşluklarına diagnostik ya da terapötik amaçla yapılacak punksiyon işlemlerinde eklemin önemli oranda zarar görmemesi için hasta hayvanın zaptı-raptının çok iyi yapılması; genelliklede hafif bir sedasyon yapılması, iatrojenik bir arthritis gelişmemesi için de aseptik tekniklere dikkat edilmesi gerekir.

Genellikle eklemlere ekstensor yüzlerden ekstensor, fleksor yüzlerden ise fleksor tendolar, medial ve lateral yüzlerden ise kollateral ligamentler periartiküler destek sağlarlar. Artrosentezis sırasında bu anatomik yapılar dikkate alınmalıdır.

Artrosentezis, ön ve arka ektremitelerdeki eklemlere çoğunlukla diagnostik enjeksiyon şeklinde gerçekleştirilir. Omuz, karpal, genue, tarsal ve topuk eklemleri en fazla artrosentezis uygulanan eklemlerdir. Eklem üzerindeki ve çevresindeki kıllar tıraş edilir, bölge sabunlu solüsyonlarla yıkanır ve bölgeye antiseptik bir solüsyon uygulanır. Punksiyonu yapacak hekim steril eldivenlerini giyer. Artrosenteziste kullanılacak iğnenin çapı ve uzunluğu hastanın büyüklüğüne ve artrosentezis uygulanacak ekleme bağlıdır. Uzun iğneler daha çok büyük hayvanlarda ve büyük ırk küçük hayvanlarda, coxofemoral ve scapulohumeral eklemlerde tercih edilir. Steril hipodermik iğneler (18-22 numara) daha çok küçük yapılı köpek ve kedilerde ekstremitenin distalindeki eklemlerde tercih edilir.

Omuz Eklemi

(art.  humeralis)’nin Artrosentezisi

  Hayvan, hasta eklem üstte kalacak şekilde yan yatırılır. Ekleme hafif fleksiyon pozisyonu verilir. Omuz ekleminin artrosentezisi eklemin lateralinde m. infraspinatus tendosunun kranial kenarı ile humerus’un tuberculum majusun kaudalinin 1-2 cm proksimalinden yapılır. Burası scapulanın spinae scapulaesının ventral ucundaki acromion’un hemen distalidir. Bu noktadan uygun uzunluktaki iğne batırılır ve ekleme kadar ilerletilir. İğne konusundan synovial sıvının gelmesi eklem boşluğuna girildiğini gösterir. 

Kübiti Eklemi

(art.  humeroradialis)’nin Artrosentezisi

Küçük hayvanlar lateral pozisyonda yatırılır, büyük hayvanlar ayakta tutulurken ekleme orta derecede fleksiyon pozisyonu verilir. Bu pozisyonda humerusun lateral condylus ve lateral epicondylusu ile ulna’nın processus olecranonu belirlenir. Ulnanın processus anconeusu humerusun lateral condylusunun medialinde kalır. İğne, processus olecranonun kaudo-lateralinden; m. triceps tendosunun hemen lateralinden, deriye batırılır, humerusun lateral condylusu ile processus olecranon arasından processus anconeusa doğru kranial ve aşağı yönde ilerletilir. İğne, humerusun lateral condylusunun medial yüzü ile procesus anconeus arasına ulaştığında eklem aralığına ulaşır.

Karpal Eklem (art. carpi)’in

Artrosentezisi

Eklemin ön yüzü üzerinden radiocarpal ya da intercarpal eklemlere girilebilir. Küçük hayvanlarda ekleme tam fleksiyon pozisyonu verildiğinde eklem aralıkları açısal olarak genişler. Bu nedenle iğne, eklemlere dik olarak batırılır ve yavaş yavaş ilerletilirse ekleme kolaylıkla ulaşılır.

Karpal eklemin dorsal yüzünde önemli arterler, venalar, tendolar ve sinirler bulunur. Artrosentezis sırasında bu yapıların korunmasına dikkat edilir. Arteria antebrachialis superficialis cranialis medialden laterale seyrederek bacağın distaline doğru devam eder. Bu damarın ana gövdesi bacağın medial ve lateral yüzlerinin tam ortasında; art. radiocarpalis (antebrachiocarpalis)’in hemen proksimalinde bulunur. Bu durum dikkate alındığında ekleme yapılacak artrosentezis eklemin dorsal yüzünün tam ortasının lateral ya da medialinden gerçekleştirilmelidir.

Büyük hayvanlarda art. radiocarpalis’e artrosentezis, karpal eklem tam fleksiyon pozisyonda tutulurken uygulanır. Bu pozisyonda eklemin anterior yüzünde gergin olarak palpe edilen m. extensor carpi radialis tendosunun medial tarafında radius’un distal kenarı ile os carpale radiale’nin proksimal kenarları arasından 20 numara iğne, os carpale radiale’nin eklem kıkırdağınıdan sakınmak için hafif proksimal yönde batırılarak ekleme kadar ilerletilir.

Eklem kıkırdağında iatrojenik yıkımlanmayı önlemek için bu yaklaşıma alternatif olarak palmarolateral yaklaşım tercih edilebilir. Bu yaklaşımda karpal eklem, ekstensiyon pozisyonda tutulur. Daha sonra iğne, radius’un distalinin palmarolateral, os carpale accessorius’un proksimolateral ve os carpale ulnare’nin proksimalinin palmarolateral yüzlerinin oluşturduğu çukurluğa sokularak craniomedial yönde ilerletilir. Bu yaklaşımla synovial sıvı kolaylıkla aspire edilir.

Art. intercarpalis’in artrosentezis’i art.  radiocarpalis’in artrosentezis’ine benzer. Rutin yaklaşım için karpal eklem fleksiyon pozisyonda tutulur. Bu pozisyonda eklemin anterior yüzünde gergin olarak palpe edilen m. extensor carpi radialis tendosunun medial tarafında os carpi radiale distale ve os carpi tertium arasında palpasyonla belirlenen çukurluktan 20 numara iğne, os carpale tertium’un eklem kıkırdağından sakınmak için bu yüze paralel ve hafif proksimal yönde sokularak ilerletilir.

Art. intercarpalis’de de art. radiocarpalis’te olduğu gibi palmarolateral yaklaşım ile kolaylıkla artrosentezis uygulanabilir. Bu yaklaşımda da karpal eklem ekstensiyon pozisyonunda tutulur. Eklemin craniolateral yüzünde seyreden m. extensor digitalis lateralis tendosunun hemen lateralinde palpasyon ile os carpi ulnare ile os carpi quartum belirlenir. İki kemik arasında palpe edilen çukurluğun içinden 20 numara iğne craniomedial yönde dik olarak uygulanır. İğne biraz derine ilerletildiğinde kolaylıkla eklem aralığına ulaşılır ve synovial sıvı aspire edilir. 

Kalça Eklemi

 (art. coxae, art. coxofemorale)’nin Artrosentezisi

Kalçe ekleminin artrosentezis’i daha çok küçük hayvanlarda tercih edilir. Hem lateral hem de ventral yaklaşım tercih edilir. Ventral yaklaşım lateral yaklaşıma oranla daha kolaydır. Ventral yaklaşım için hayvan dorsal pozisyonda yatırılır ve femur’a abduksiyon pozisyonu verilerek vücuda dik hale getirilir. Bu pozisyonda m. pectineus kası kolaylıkla palpe edilir. Fossa acetabulum’un ventral tarafı m. pectineus’un gövdesinin hemen dorsalinde bulunur. İğne, m. pectineus gövdesinin hemen arka kenarından 450 açı ile öne doğru batırılır. İğne ilerletildiğinde acetabulum’un ventral kenarı ile caput femoris’in mediali arasından ekleme ulaşılır.

Kalça eklemine lateralden yaklaşım için hayvan lateral pozisyonda yatırılır. Femur’a hafif abduksiyon pozisyonu verilerek dışa doğru rotasyon yaptırılır. Trochantör major belirlenir. İğne trochantör majör’ün hemen kaudal ya da medialinden deriye batırılarak kalça eklemine doğru yaklaşık 450’lik bir açı ile ilerletilir.

Diz Eklemi

(art. genue)’nin Artrosentezisi

 Eklemin büyüklüğü nedeni ile kolaylıkla yapılır. Büyük hayvanlar ayakta, küçük hayvanlar ise yan pozisyonda yatırılmış ve ekleme hafif bir fleksiyon pozisyonu verildiğinde eklemin ön yüzünde eklem kapsülasında gerginlik palpe edilir. Artrosentezis, gergin olarak palpe edilen ligamentum patella’nın medial ya da lateralinden gerçekleştirilir. İğne, patella’nın distal ucu ile tuberositas tibia arasında ligamentum patella’nın medial ya da lateralinden kaudal yönde oblik olarak direkt intercondyler aralığa doğru batırılır ve ilerletilir. Eklem boşluğuna ulaşıldığı iğneden synovial sıvının gelmesi ile anlaşılır. İğne, direkt olarak ligamentum patella içinden de geçirilebilir.

Tarsal Eklem

(art. tarsi)’in Artrosentezisi

Tarsal eklem yedi eklemden oluşur. Artrosentezis’i daha çok büyük hayvanlarda uygulanır. Art. tibiotarsalis, art. intertarsalis distalis ve art. tarsometatarsalis eklemlerine kolaylıkla punksiyon yapılır. Ekleme medial ya da lateral’den yaklaşılır. Artrosentezis sırasında eklemin dorsomedialinde hefif transversal olarak seyreden v. saphenous’un medial kolu dikkate alınmalıdır.

Art. tibiotarsalis’in artrosentezis’i için iğne, tibia’nın palpasyonla belirlenen medial malleolus’unun 2 cm distalinde v. saphenous’un medial ya da lateralinden uygulanır. Yaklaşık olarak 1-1.5 cm kadar derinliğe batırıldığında eklem boşluğuna ulaşılır.

Art. tibiotarsalis’in artrosentezis’i eklemin latero-plantarından da gerçekleştirilir. Latero-plantar yaklaşım eklemin caudolateralinden yaklaşımdır. Bu noktanın sınırlarını kranialde tibia’nın lateral malleolus’u, kaudalde os calcaneus ve ventralde ise talus’un caudolateral trochlear kenarı oluşturur. Bu noktadan iğne, direkt olarak 1-1.5 cm derine batırıldığında eklem boşluğuna ulaşılır.

Art. intertarsalis distalis’in artrosentezis’i tarsus’un dorso-medialinden gerçekleştirilir. Artrosentezis’i uygulayacak olan klinisyen kontralateral taraftan;  karın altından, yaklaşır. Bu nokra os tarsale primum ve secundum’un birleşme yeri ve os tarsale tertium ve centrale’nin birleşme noktalarında bir çukurluk olarak palpe edilir. Bu çukurluğun üzerinde genellikle tendo cunean seyreder.

Art. tarsometatarsalis, atlarda en fazla artrosentezis uygulanan eklemlerden biridir. Bu ekleme plantarolateral yönden kolaylıkla yaklaşılır. Bu nokta, os tarsale quartum’un distali ile os metatarsale quartum’un proksimali arasında küçük bir çukur olarak palpe edilir. Belirlenen bu çukurluk noktasından iğne craniomedial olarak 2.5 cm derinliğe batırıldığında ekleme ulaşılır.

Topuk Eklemi

(art.  metacar/metatarsophalangea)’nin

Artrosentezisi

Bu ekleme birçok noktadan yakaşılır. En fazla tercih edilen yaklaşım ayak yere basılı durumda iken eklemin proksimo-palmar ya da proksimo-plantar yüzlerinden yapılır. Bu noktalar os metacarpale/tarsale quartum’un hemen alt tarafında palpe edilir. Bu noktalar kranialden os metacarpale/tarsale’nin distali ile kaudalden ise suspensor ligamentin lateral kolunun dorsal kenarı ile sınırlandırılır. Bu noktalar distensiyonlu eklemlerde belirgin olarak görülebilir. Bu noktadan iğne bacağın uzun aksisine 450 açı ile distal olarak batırılır. Synovial sıvı effüzyonunun olduğu gergin ekleme kolaylıkla ulaşılır ve synovial sıvı aspire edilir. Bu noktadan yapılan artrosentezis’ler de synovial sıvının kan ile kontaminasyon riski oldukca fazladır.

Ligamentum sesamoidea kollaterale laterale’nin içinden uygulanan artrosentezis, temiz synovial sıvı aspirasyonu istendiği durumlarda tercih edilir. Bu yaklaşım için ayak fleksiyon pozisyonuna getirilir. Os sesamoidea proksimalis lateralis ve os metacarpale/tarsale I-V’in distal palmar/plantarları arasında palpasyonla belirlenen çukurluk artrosentezis yapılacak noktadır ki lig. sesamoidea kollaterale laterale bu çukurluğun üzerinde bulunur. Eklemin fleksiyon pozisyonuna getirilmesi bu aralığın artmasına neden olur. İğne bu noktadan 900 açı ile batırılır. Synovial sıvı kolaylıkla toplanır. İntraartiküler kanama oluşumu oldukca nadirdir.

Taç Eklemi

(art.  interphalangea proximalis)’nin

Artrosentezisi

Bu eklemin artrosentezis’i fazla tercih edilmez ise de zorunlu durumlarda iki noktadan ekleme ulaşılır. Bunlardan en fazla tercih edileni eklemin lateralinde, proksimal falanksın distolateral çıkıntısı ile m. extensor digitalis communis tendosu arasındaki aralığın tam ortasından uygulanan proksimal yaklaşımdır. İğne, yere paralel tutularak dorsal median hatta doğru m. extensor digitalis communis tendosu altından kaydırılarak ekleme ulaşılır.  

Ayak Eklemi

(art. interphalangea distalis)’nin

Artrosentezisi

 Ekleme dorsal ve lateral olmak üzere iki noktadan yaklaşılır. Dorsal yaklaşım, en fazla tercih edilen yaklaşımdır. Dorsal yaklaşım için bukağılığın dorsalinde, orta hatta bulunan m. extensor digitalis communis tendosu belirlenir. Tendo, distal falanksın dorso-proksimaline; proc. extensorius’a, insersio yapar. Ekleme, koroner bandın yaklaşık 1 cm proksimalinde tendonun hemen lateral ya da medialinden ya da direkt tendo içinden girilebilir. İğne, koroner bandın 1 cm proksimalinde ve tırnak duvarının dorsal kenarına 1200 açı ile oblik olarak uygulanır ve 1.5- 2 cm derinliğe batırılır ise ekleme ulaşır. Bu bölgede, koroner band seviyesinde bulunan kapillar damarlar nedeni ile artrosentezis sırasında orta derecede kanama ve synovial sıvının kan ile kontaminasyonu şekillenebilir.

Ayak eklemine lateralden artrosentezis için ayak yere basar durumda ya da sıkı bir fleksiyon pozisyonunda tutulur. Bukağılığın lateralinde, cartilago collaterale laterale’nin hemen proksimal’inde bir çukurluk palpe edilir. Bu çukurluğun proksimal kenarını ll. falanks’ın palmaroproximal ya da plantaroproximal çıkıntısını oluşturur. Bu noktadan iğne, yere 450 açı ve medial tırnak duvarının distal kenarına doğru batırılır. İğne 2.5 – 4 cm kadar ilerletildiğinde ekleme ulaşılır.

Art. interphalengea distalise yapılan artrosentezis ile enjekte edilen ajanlar bursa navicularis’e de yayılabilir.

Karın boşluğunun röntgen ile muayenesi

Abdominal paracentezis, peritoneal effüzyonların tanısı ve bunların uzaklaştırılması için uygulanan bir girişimdir. Abdominal parasentezis için çok iyi bir anamnesis, fiziksel, radyolojik ve ultrasonoğrafik değerlendirmeler yapılarak peritoneal boşlukta sıvı ya da hava varlığının belirlenmesi gerekir.

Kedi ve köpeklerde abdominal parasentezis, en basit olarak iğne ve enjektör kullanılarak median hattan uygulanır. Abdominosentezisten önce, idrar kesesi kuralına uygun olarak boşaltılmalıdır. Hastanın göbek bölgesi, traş ve dezenfekte edilerek hazırlanır. İhtiyaç durumunda bölgenin lokal infitrasyon anestezisi yapılır. Bu amaçla, yaklaşık 2–3 ml  %2’lik lidokain deri, derialtı ve musküler bölgeye enjekte edilir. Daha sonra standart 20–22 numara iğne abdominal boşluğa batırılır. Bu işlem sırasında, hastanın ayakta tutulması ya da yan yatırılması uygun olur. Abdominal organların yaralanmaması için hastaya, uygun pozisyon verilmesi; ön tarafın arka taraftan yüksekte tutulması, önemlidir.

Abdominosentezis sırasında organların yaralanmasını önlemek için, daha güvenilir olarak meme sondası da kullanılabilir. Ayrıca polietilen intravenöz kateterlerin kullanılması daha güvenilirdir. Abdominal duvar geçildikten sonra kateterin iğnesi geri çekilirken polietilen kateter peritoneal boşluğa doğru itilir. Daha sonra enjektör ile peritoneal sıvı aspire edilir.

 Diagnostik abdominal parasentez (bazı durumlarda ise peritoneal lavaj) için tercih edilen diğer bir yöntemde insanlar için hazırlanmış standart peritoneal dializ kateterinin kullanılmasıdır. Diagnostik abdominal parasentezin yapılabilmesi için hasta dorsal-sırt üstü pozisyonda yatırılır ve göbek bölgesinin 1 – 2 cm kaudal bölge derisi, asaptik olarak hazıranır. Abdominal parasentezis işleminden önce idrar kesesinin boş olması amaçlanır. Bunun için idrar kesesine elle basınç uygulanır ya da kateterizasyonla idrar kesesi boşaltılır. Karın duvarının %2’lik lidokain ile lokal anestezisi yapılır. Daha sonra deri, derialtı bağ dokusu ve süperfisial abdominal fasia ensize edilir. Peritoneal boşluğa kanama ve sızıntısının olmaması ve peritoneal sıvının yanlış yorumlanmaması için kanamalar kontrol edilir. Abdominal lavaj kateteri ensize edilen karın duvarı içinden kaudal ve dorsal yönde ilerletilerek abdominal boşluğa sokulur. Abdominal sıvı, kataterin sokulmasını takiben serbest olarak akar. Abdominal sıvının akmadığı durumlarda hasta sağdan sola, soldan sağa yavaşca çevrilir. Bu, kateter ucunun açık kalması ve drenaj için gereklidir. Bu girişimle, peritoneal sıvının yeterli drenajı olmaz ise, ılık serum fizyolojik ya da laktatlı ringer solusyonu (22 ml/kg) yavaş olarak peritoneal kateter aracılığı ile intraperitoneal kaviteye verilir. Hasta, periton boşluğuna verilen sıvının dağılımı için yandan yana yavaşca döndürülür. Kateterin ucu abdomen seviyesinden aşağıda olacak şekilde tutulur ve lavaj sıvısı, boş bir şişede toplanır. Şayet, lavaj sıvısı temiz ise kateter uzaklaştırılır ve linea alba ve deri karşı karşıya getirilerek dikilir. Alınan peritoneal sıvı pembe ya da tamamen kırmızı ise infüzyon seti uzaklaştırılır ve yerine peritoneal dializ kateteri yerleştirilerek bölgeye uygun dikişle tutturulur ve basit bir pansumanla korunur. Alınan peritoneal sıvıların analizleri dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.

Abdominal parasentezis atlarda, karın duvarının median ya da sol paramedian, sığırlarda ise göbek sikatriksinin yaklaşık 10 cm ön tarafının sağ paramedian bölgelerinden gerçekleştirilir. Uygulama, ayakta duran hayvanlarda gerekli tutma bağlama yapıldıktan sonra gerçekleştirilir. Bölgenin, gerekli traş ve dezenfeksiyonu ile ihtiyaç durumunda,  bölgenin lokal infiltrasyon anestezisi yapılır. Abdominal parasentezis, abdominal organları yaralamamak için genellikle metal meme sondası (meme kanülü) ile gerçekleştirilir. Metal meme kanülünün, deriyi geçmesi zordur. Bunun için lokal infiltrasyon anestezi uygulamasını takiben deri ve derialtı dokusunu içine alan yaklaşık 1-2 cm’lik ensizyon uygulanır. Daha sonra, steril, metal meme kanülü, steril bir gazlı bez ile tutularak ensize edilen yerden karın boşluğuna doğru itilir. Kanülden, periton sıvısı akışının olması işlemin yeterli olduğunu gösterir. Şayet, kanülden periton sıvısı akışı olmaz ise kanülün ucu değişik doğrultularda hareket ettirilerek sıvının alınmasına çalışılır. Atlarda, çok miktarda retroperitoneal yağ dokusu bulunması nedeni ile kanül, bu yağ dokusu tarafından ya da kanüle giren omentum tarafından tıkanabilir. Bu gibi durumlarda kanül, sol el ile tutulurken karın duvarıda sağ el ile yukarı kaldırılarak kanül ucunun serbest kalması sağlanabilir. Peritoneal sıvı alımı tamamlandıktan sonra, karın duvarına basınç uygulanarak kanül uzaklaştırılır. Ensizyon yeri basit iki dikişle ya da agraf dikişi ile kapatılır. Bölgenin pansumanı yapılır.

Karın boşluğunun röntgen ile muayenesi

Torakosentezis, göğüs boşluğuna aseptik şartlarda yapılan bir parasentezistir ki hem teşhis hem de terapötik amaçla uygulanan bir metottur. Torakosentezis ile aspire edilen pleurak sıvıların klinikopatolojik analizleri (fiziksel değerlendirme, mikrobiyolojik kültür, sitolojik değerlendirme) pleural aralıktaki hastalıklar hakkında önemli ipuçları verir.

      Torakosentezisten önce torakosentezisi gerektiren hava ya da effüzyonların valığı ve lokalizasyonu radyografi ya da ultrasonoğrafi ile belirlenmelidir. Bu amaçla radyografilerden yararlanılır. Hayvanın ayakta alınan lateral radyografisinde pleural aralıktaki hava ya da sıvı varlığı kesin olarak belirlenebilirken, ventro-dorsal radyografi ile sıvı varlığı, dorso-ventral radyografi ile de hava varlığı belirlenebilir. Pleural aralıktaki anormal miktarda ki sıvı varlığı ultrasonoğrafi ile belirlenebilirken pleural aralıktaki hava varlığı ultrasonoğrafi ile belirlenemez.

      Torakosentezis, genellikle sedasyon gerektirmeden uygulanabilir. Huysuz hayvanlarda hafif bir sedasyon yapılması gerekebilir.

Pleural aralıktaki sıvı, ayakta duran ya da oturur (sternal) pozisyondaki hastanın 4. ile 7. interkostal aralığın ventral üçtebirinde toplanır. Bu durum dikkate alınarak torakosentezis uygulaması sırasında, pleural sıvının kolay alınabilmesi için hayvanın ayakta ya da oturur pozisyonda tutulması gerekir. Hayvanın lateral ya da dorsal pozisyonda yatırılması pleural sıvının alınmasını zorlaştırır.

Pleural aralıktaki hava ise, lateral pozisyonda yatan hastalarda toraksın orta bölümünde, ayakta ya da sternal pozisyonda bulunan hastalar da ise thoraksın dorsal üçtebirinde toplanır. Torakosenteziste bu pozisyonlar dikkate alınmalıdır.

Kedi ve köpeklerde torakosentezis için sternum’dan 6. ve 8. interkostal aralığı içine alacak şekilde proc. transversuslara kadar olan alan bilateral olarak traş edilir. Traş edilen bölgenin dezenfeksiyonu yapılır. Torakosentezis 7. ya da 8. interkostal aralıkta, tam kostokondral birleşme sınırından ya da hafif üst tarafından yapılır. Bölgenin anestezisi, 2-3 ml %2’lik lidokain’in 25 numara iğne ile deri ve derialtı dokulara 0,5-1 cm derinliğinde ilerletilerek uygulanan küçük enjeksiyonlar ile oluşturulur. Bu uygulama, torakosentezis sırasında oldukca duyarlı olan parietal pleuranın anestezisini de sağlar.

      Torakosenteziste kullanılan enjektör ile iğnesi arasına iki ya da üç yollu valfı bulunan setin takılması iatrojenik pneumotoraks oluşumunu engellemesi açısından yararlıdır. Torakosenteziste kullanılacak iğnenin büyüklüğü 21 numaradan 15 numaraya kadar olabilir. Büyük numaralı iğneler pleural aralıktaki hava ya da sıvının, özelliklede koyu purulent eksudatın kolaylıkla boşaltılması için tercih edilirken iatrojenik pneumotoraks riskini artırırlar. Küçük numaralı iğnelerin ise tıkanma riskine karşılık iatrojenik pneumotoraks’a neden olma riski azdır.

Şirurjikal olarak hazırlanan ve anestezi edilen interkostal aralığa iğne batırılır. Punksiyon sırasında her bir kostanın hemen arkasında bulunan interkostal damarların ve sinirlerin korunmasına özen gösterilir. Punksiyonda dirençin kaybolduğu sırada şırınganın pistonu yavaşca geri çekilerek, aşırı vakum oluşturmadan, sıvı örnekleri elde edilir ya da pleural aralıktaki hava uzaklaştırılır. Hava ya da sıvı çıkışı sağlandıktan sonra iğne daha ileri ilerletilmemelidir.  Ayakta tutulan ya da sternal pozisyonda yatırılan hayvanlarda torakosentezis iğnesinin kranio-ventral yönde yönlendirilmesi pleural boşluktaki sıvının aspirasyonunu kolaylaştırırken, kranio-dorsal ya da kaudo-dorsal yönde yönlendirilmesi ise havanın çıkışını kolaylaştırır. Aspire edilen sıvı EDTA (ethylenediamine tetraacetic acid)’li tüplerde analizler için toplanır. Sıvı örnekleri aspire edilmez ise iğne veya kateter geri çekilerek yeniden uygulanır. Enjektör pistonu zorla çekilerek aşırı vakum yapılmaktan kaçınılmalıdır. Vakumun artırılması iğne içine pleuranın, akçiğer dokusunun ya da fibrinin girmesine neden olarak istenmiyen travma oluşumuna, kanülün tıkanmasına ve sıvının aspire edilememesine neden olur.

Torakosentezis sırasında akçiğerin travmatize olmasını engellemek için kanül olarak meme sondası kullanılabilir.  Pleural effüzyonun aspirasyonu sırasında enjektörün manüplasyonu ile kanülün hareket etmesini önlemek için kanül ile enjektör arasına ilave kauçuk tüp takılabilir. Farklı bir uygulama olarak torakosentezis sırasında interkostal aralığa dik olarak iğne batırıldıktan ve parietal pleurayı geçtikten sonra iğne ile birlikte enjektör karın duvarına paralel gelecek şekilde eğilir. Aynı zamanda hasta, torakosentezis yapılan taraf alt tarafa gelecek şekilde yan yatırılır ise, pleural aralıktaki effüzyonun kolay bir şekilde aspire edilmesini aynı zamanda da iğnenin akciğeri yaralaması önlenmiş olunur.

Karın boşluğunun röntgen ile muayenesi

Punksiyon, vücutta anatomik olarak bulunan ya da patolojik olarak gelişen herhangi bir boşluk içindeki içeriğin karakteri hakkında bilgi edinmek amacı ile içeriğin aspirasyonu için boşluğun şirurjikal olarak delinmesidir.

       Göğüs boşluğu (pleural aralık, cavum thoracica), karın boşluğu (peritoneal aralık, cavum abdominalis), eklem boşluğu (artiküler aralık, cavum articularis, joint cavity), perikard boşluğu (perikardial aralık), mide, bağırsak ya da idrar kesesi boşlukları gibi normal anatomik boşluklar ile dokular arasında içerisinde anormal içerik gelişen patolojik boşlukların içeriğinin belirlenmesi, sitolojik, bakteriyolojik ya da biyokimyasal muayeneler için örnekler toplanması amacı ile içeriğin aspirasyonu  ya da tedavi amacı ile terapötik ajanların verilmesi için şirurjikal olarak delme işlemi yapılır. Göğüs boşluğunun punksiyonu tora(ko)sentezis (thora(co)centesis), karın boşluğunun punksiyonu abdominal parasentezis (abdominocentesis), eklem boşluğunun punksiyonu artrosentezis (arthrocentesis), perikard boşluğunun punksiyonu perikardiosentezis (pericardiocentesis), mideye yapılan punksiyon gastrosentezis (gastrocentesis), bağırsağa yapılan punksiyon enterosentezis (enterocentesis),  idrar kesesine yapılan punksiyon sistosentezis (cystocentesis- vesicopuncture)  olarak isimlendirilir.